21 Mayıs 2002 , Sabah
ZÜLFÜ LİVANELİ/Dünya Değişirken
Önemli Bir Sempozyum
Türkiye'de romancılar romanlarıyla değil, poitik tavırları, kişilikleri, reklam öğeleri, satış rakamları ve okunup okunmama tartışmalarıyla anılır oldular.
Bir anlamda edebiyat magazini denilebilir buna.
Belki de bu televizyon çağında geniş kitleler açısından böylesi daha zevkli, daha ilgi çekici.
Olabilir; bir itirazım yok ama, bu durumda konunun can damarı olan romanları kim tartışacak?
Romancıların yapıtlarına koydukları gizli kodları kim çözecek, onları kim zaman ve mekan içinde yerli yerine oturtma çabasına girişecek?
İşte bu sorulara en güzel yanıt Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi'nden geldi.
Bu önemli üniversitemizin Yaşar Kemal'e bir onursal doktora vermesi, değerli kültür adamımız Talat Halman tarafından iki günlük uluslararası bir sempozyumla taçlandırıldı.
İki gün boyunca Bilkent Üniversitesi'nde Yaşar Kemal'in romancılığı üzerine düşünen, araştırma yapan, inceleme yazan Türk ve yabancı bilim adamlarını, yazarları, sanatçıları dinledik.
Kimisi Yaşar Kemal romanında epopelerin izini sürüyor; kimi ağıtla epope arsındaki ilişkileri araştırıyordu. Kimi de bu romanların epope ile açıklanamayacağını, modern roman kapsmında ele alınması gerektiğini savunuyordu…
***
Yaşar Kemal çarpıcı, sıra dışı kişiliği ve politik savaşımları ile de öneçıkmış bir isim olduğu için neredeyse romanlarını bile gölgeleyecek bir parlaklığa sahip. Bilkent'teki tolantıda ise bunlar yoktu. Romancı, gerçekten bir romancı olarak tartışıldı.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, dünyada katıldığım sempozyumlar arasında en niteliklisi ve en iyi düzenlenmiş olanıydı…
Ne mutlu Yaşar Kemal'e.
Ne mutlu Türkiye'ye.
Ve bizlere de ne mutlu ki bunca kavga gürültü, hır gür ve çirkinlik arasında böyle vahalara rasltayıp serinleyebiliriz.
|