17.05.2009, Hürriyet Gazetesi - Ek
Bilkent’te Sıradışı Eğitim
Öğrenciler Makineyi Öğrenirken Biyolojiyi de Kullanacak
Mühendislik Fakültesi bünyesinde Elektrik Elektronik, Endüstri ve Bilgisayar Mühendisliği bölümlerini barındıran Bilkent Üniversitesi, bu alanlara bir yenisini daha ekledi. Bilkent, mühendislik eğitimini alışılmış kalıpların dışına çıkaracak, sıradışı eğitimlerin verileceği Makine Mühendisliği bölümünü kurdu.
Büyük beyin göçü
Bu iddialı bölümdeki yenilikleri gerçekleştirmek adına büyük bir beyin göçü de gerçekleştiren Bilkent, 38 yıldır yurtdışında yaşayan ve dünyanın sayılı üniversiteleri arasında yer alan ABD Carnegie Mellon Üniversitesi'nde Bölüm Başkanlığı'nı yapan ve aynı zamanda National Science Foundation'da üç sene makine, malzeme ve inşaat mühendisliği Araştırma Alanları'nın Direktörlüğünü yürüten Prof. Dr. Adnan Akay'ı, Makine Mühendisliği Bölümü Kurucu Bölüm Başkanı olarak Türkiye'ye getirdi.
Moleküler Biyoloji zorunlu
Son yıllarda dünyada öne çıkan nanoteknoloji ve moleküler biyoloji alanlarını da kapsayacak olan Makine Mühendisliği bölümü, Eylül 2009'da eğitime başlayacak. Bölümde lisans eğitiminin yanısıra eş zamanlı olarak Yüksek Lisans ve Doktora eğitimi de verilecek. Bu sene yapılacak ÖSS ile 80 öğrenci kontenjanı ayrılan bölümde bu öğrencilerin 25'i tam burslu, 10'u destek burslu, 45'i de ücretli öğrenci olacak. Bölümde yüksek lisans ve doktora öğrencisi olmak isteyenler için başvurular 5 Haziran 2009 tarihine kadar yapılabilecek. Bölümde, "Moleküler Biyoloji" ve "Katı Malzeme Bilim ve Teknolojisi" dersleri zorunlu ders olacak. Öğrencilerin iletişim teorisi ve psikolojisi hakkında da bilgisi olacak.
İyi bir mühendis olmak
Türkiye'de standartların dışında bir mühendislik eğitimi verecek olan bölümün başkanı Prof. Dr. Akay, bölüme ilişkin gerçekleştirmek istediklerini şöyle anlattı: "Mühendisliği temel bilimlerle insanlar, toplum ve çevre arasım tamamlayan bir konu olarak gördüğümüz için mühendisliğin sorumluluğunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İyi bir mühendis olmak için hem temel bilimleri iyi bilmek hem de dünyanın ihtiyaçlarını iyi tanımak gerekiyor. Bu bakımdan öğrencilerimize sunduğumuz programda her iki konuyu da kapsıyoruz. Bunun yanında Makine Mühendisliği'nin temel uygulama alanlarını klasik alanlardan daha geniş tutuyoruz. Örneğin, Makine Mühendisliği'nin temelleri enerji dönüşümü (içten yanarlı motorlar), enerji iletişimi (dişliler), ve bunların tasarım ve üretimi olarak düşünülebilir.
Kanser tedavisi
Bizim yapmak istediklerimiz, yine aynı prensipleri kullanarak uygulama alanlarını daha genişletmektir. Örneğin biyolojiyi ele alalım. Makine Mühendisleri olarak biyolojiye nasıl katkı sağlarız? Hücrelerin yapısını anlamakta nasıl yardımcı olabiliriz? Baskı yapılan veya sıkıştırılan bir hücrede kimyasal tepkime olur.
Ondan doğan elektrik sinyalleri sinirlerden beyine iletilir. Bu süreçte birçok mühendislik dalı söz sahibi. Nereye, ne kadar baskı yapmak gerektiğini, nereye, ne kadar soğukluk lazım olduğunu modelleyen bilim insanları var. Hücreleri dondurarak kanser tedavisi veya yapay dokuların saklanmasında aşama kaydedilebiliyor. İşte bunlar ısı transferini gündeme getirir, yani makine mühendisliği prensipleri kullanılır. Makine Mühendisliği bu yeni konulara yaptığı katkılar, o konuların daha da gelişmesini sağladığı gibi, doğada olan süreçler ve tasarımlardan öğrenerek Makine Mühendisliği'nin de gelişmesini daha da ilerleyeceğini öngörüyoruz.
Algılayıcılar (sensor) ve minyatür mikrorobotlar veya gittikçe gelişen nanoteknolojı konusundaki buluşların daha büyük boyutlarda kullanabilmesini kolaylaştıracak bir ara boyut olarak düşünebiliriz. Medikal (tıp) biyoteknolojı, ilaç salgılama, elektronik parçalar bu konu içinde kapsanabilir. Göründüğü gibi bu konular hem nanoteknolojı hem de biyoloji alanlarını bir araya getiriyor." |