Haziran 2002 , Ankara Magazine(Dergi)


Peyzaj Mimarlığı: 2000'lerin yıldızı parlayan mesleği

Fazla değil, bundan 10-15 yıl öncesine kadar üniversite adaylarının açıkta kalmamak için son sıralara yazdığı Peyzaj Mimarlığı, günümüzde bilinçle seçilerek girilen bir bölüme dönüştü. Kentteki boşluklara tanım getirmek, kentin kimliğini geliştirmek ve yeni önerilerde bulunmak üzere yapı çevresi ve bitkiyle uğraşan disiplin, Bilkent Üniversitesi Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarım Bölümü'nde, şimdiye dek ele alınışından çok daha farklı bir boyutta inceleniyor.

Peyzaj, kır resmi ya da manzara anlamına gelen Fransızca kökenli bir sözcük…Oysa, bilim dalı olarak incelendiğinde salt manzarayla, ya da kırla sınırlanamayacak denli derin bir anlamı var. Öyle ki dört duvarı ve çatısı olan binalardan, çatısı gökyüzü olan sokaklara çıktığınız andan itibaren çevrenizde görüp görebileceğiniz hemen herşey, Peyzaj Mimarlığı'nın alanına giriyor. Kaldırımlar, parklar, heykeller, ağaçlar, basamaklar, çocuk bahçeleri, aydınlatma elemanları, çöp kutuları, çalılar, yer örtücüler, çitler, havuzlar, bahçeler, yürüme yolları, çiçek tarhları, su gösterileri, mevsimlik çiçekler…ve aklınıza gelebilecek daha pek çok şey…Tüm bu sözcükleri anlamlı bir cümle kurmak üzere biraraya getiren kişiye de peyzaj mimarı deniyor…

Bilkent'ten yeni bakış
1991'e dek Ankara'da mezun veren tek adres Ziraat Fakültesi'ydi. '91'den bu yana ikinci adres, Bilkent Üniversitesi…Bilkent'in Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarım Bölümü'nü farklı kılansa, peyzaj mimarlığını, güzel sanatların bir dalı olarak görmesi ve kent hakkında söz söyleme, proje üretme hakkına sahip diğer meslek disiplinleri; şehircilik ve mimari ile birlikte ele alması…

Eğitimcilerin ağzından
Bölümün öğretim kadrosunda üniversitelerin Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama ile Peyzaj Mimarlığı bölümlerinden mezun 18 eğitmen bulunuyor. 30 yıllık geçmişi olan bir disiplinin kulvarına 11 yıl önce katılan genç fakültenin genç öğretim kadrosuna, yıldızı parlayan mesleklerini anlatmaları için uzattık teybimizi…Sözü ilk alan mimar Ayşegül Tokol oldu: "Peyzaj mimarlığı, önceki yıllarda Ziraat veOrman Fakülteleri'ne bağlı olduğu için biraz daha mühendislik temelliydi. Tasarımın, eğitimin temelinde olmadığı bir modeldi bu…"
Belemir Dalokay Güzer (Peyzaj Mimarı): "Eskiden mesleğimiz, mimarlık disiplininin en son noktada ihtiyaç duyduğu bir alanken şimdi öyle değil. Artık söz söyleyebilecek noktadayız. Tasarımı yönlendirebiliyoruz. Diğer disiplinlerle paralel süreçlerde çalışmaya başladık. Son noktada gelinen bir disiplin değil artık peyzaj mimarlığı. Yarışmalarda, mimarın tasarlamış olduğu bir çevreye sonradan entegre olmuyor. Bazı dönüşüm projelerindeki başlıklar, 'kentsel tasarım' olarak ortaya atılmaya başlandı. Eskiden proje ekibinde yer almamız bile tartışmalıydı.
Zuhal Ulusoy (Mimar): "Bu tür meslekler ister istemez iktidar alanları…Şehircilik, mimarlıktan sıyrılıp yavaş yavaş söz sahibi olduğu bir konuma geldi. Her meslek, kendi yerini biraz daha sağlamlaştırma çabasında. O nedenle çok ihtiyaç olmakla birlikte, ekipte yer almasına karşın ekipbaşının peyzaj mimarı olması ciddi olarak tartışılıyor hala…Önümüzdeki yıllarda, mekansal düzenlemede çok öncelikli bir yerimiz olduğunu heyecanla savunmak zorundayız." Peyzaj mimarlığı 2000'li yılların yükselen mesleği de olsa, gecekondu kültürünün egemen olmaya başladığı, yerlere tükürmenin olağanlaştığı, kaldırımların otomobiller ve mallarını sergilemek isteyen esnafça işgal edildiği, pencerelerden salkım salkım sarkan çamaşırların kentin estetiğini bozduğu, çöp dağlarının giderek büyüdüğü, kaldırım taşlarının bir türlü yerine sabitlenemediği, yerlere çöp atmanın tikimiz haline geldiği bir Başkent'te yaşıyoruz artık…Merak ettiğim şey, öğrencilerin, kent üzerine söz söyleyebilecekleri ve bunları yaşama geçirebilecekleri bir meslek dalı seçtiklerinin yeterince bilincinde olup olmadıkları…Öğrenciler, kentin yaşam kalitesini yükseltebilecekleri müstakbel mesleklerini bilinçle mi seçiyorlar acaba?
Yanıt, Zuhal Ulusoy'dan geliyor yine: "Bölüme girdikleri andaki biliçten söz ediyorsak hemen hemen yok. Mesleğin adı kendini kolay ifade edemiyor. Buna mesleğin genç oluşunu da eklerseniz…Çok popüler tasarım alanları var; insanlara birtakım imajlar, yaşam tarzları vadediyor. Onlarla kıyaslandığında peyzaj daha çok toprakla, bağla bahçeyle ilgilenen bir alan olarak görülüyor ve çok haksız bir tanıma sıkışıyor. Eğitim yılları içindeki dönüşümden söz edecek olursak, mezuniyete yaklaştıkça bilinç düzeyi yükseliyor."



 
| Ana Menu | E-Posta | Bilkent Üniversitesi Ana Sayfası |