22.09.2000 - Zaman Gazetesi
Genç
Eleştirmenler
Geçen yıl ocak ve şubat
aylarında Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nün çağrılısı olarak
altı hafta süren bir programa katıldım. ‘Şiir Kuramı ve Modern Türk Şiiri’
üzerine, lisansüstü öğrencilerine benim verdiğim konferanslardan oluşuyordu bu
program. Neredeyse otuz yıla yaklaşan üniversite hocalığımda yaşadığım
bahtiyarlık anlarına yenileri eklendi Bilkent Üniversitesi’nde… Ankara’nın o
soğuk ve karlı günlerinde, Bilkent Kampüsü’nün, insana sanki steplerdeymiş
duygusunu veren uçsuz bucaksızlığında, hocaların ve öğrencilerin gösterdikleri
ilgi, yüreğimi ısıttı. Türk Edebiyatı Bölüm Başkanı aziz dost Prof. Talat
Halman’ı, Tarih Bölümü Başkanı sevgili dostum Dr. Mehmet Kalpaklı’yı, bir
zamanlar Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencim olduğu için gurur duyduğum, şimdi
Bilkent’te özellikle roman ve eleştiri kuramları üzerine dersler veren Dr. Süha
Oğuzertem’i, yine Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ‘master’ öğrenciliği
yıllarında, derslerimi izlediğinden dolayı, sevgili öğrencilerimden biri
saydığım, sosyolog Dr. (ve elbette şair) Orhan Tekelioğlu’nu, şükranla ve
özlemle anmalıyım burada…
Bilkent Üniversitesi’nin gerçekten müstesna bir kütüphanesi var. Benim gibi,
kitapların arasında olmayı, hayatın insana bağışladığı büyük saadetlerden
sayan biri için, Bilkent kütüphanesi, kelimenin tam manasıyla, bir entellektüel
cennet!…
Niye itiraf etmeyelim: Bilkent Üniversitesi, örnek olarak Amerika Birleşik Devletleri
alınırsa eğer, oradaki üniversitelerin birçoğundan (evet, birçoğundan!) hiç de
aşağı kalmayan bir maddi ve entellektüel donanıma sahip. Çok kısa bir sürede
Bilkent’in, Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında, hatta ilk sırada yer
alıyor olmasının bir anlamı var elbette… Öğrenci tercihleri de bunu gösteriyor…
Bilkent’i bence öteki üniversitelerden ayıran en belirgin özelliği, edebiyat,
siyaset bilimi, sosyoloji, müzik gibi, ‘pahalı’ özel üniversitelerin pek
çoğunun, hemen hemen hiç rağbet göstermedikleri insan bilimleri ve güzel sanatlar
gibi disiplinlerde, lisans ve özellikle de lisansüstü çalışmalar yapılmasına
geniş imkanlar tanımış olmasıdır…
Bilkent Üniversitesi ile ilgili bu intibalarımı, hangi vesile ile dile getirdiğimi de
söyleyeyim: ‘Edebiyat ve Eleştiri’ dergisi Temmuz-Ağustos 2000 sayısında (50.
Sayı), bir ‘Eleştiri Özel Bölümü’ yayımladı. Bu bölümde yer alan 14
eleştiri yazısı (Bu yazılara, ‘eleştiri’den çok, ‘inceleme’ demek, bence
daha doğru olur!) bulunuyor ve bu yazıların tümü, Bilkent Üniversitesi Türk
Edebiyatı Bölümü yüksek lisans öğrencilerinin düzenlediği ‘Genç Eleştirmenler
Sempozyumu’na sunulan bildirilerden oluşuyor: ‘Ahmet Oktay ve Roman Eleştirisi’
(Sevil Tomur), ‘Semih Gümüş Eleştirisine Genel Bir Bakış’ (Aynur Demircan),
Orhan Koçak ve Türk Şiirinde Modernizm’ (Ali Akgün), Murat Belge’ye Göre Roman
Estetiği’ (Seçkin Sevim), Hüseyin Cöntürk ve Eleştiride Yenilik’ (Tuba
Işınsu), Mehmet H. Doğan ve Şiir Eleştirisi’ (Gamze Somuncuoğlu), ‘Şiirin
İnceldiği Yer ve Özdemir İnce’ (Fırat Caner), ‘Mehmet Kaplan’ın Hikaye
Tahlilleri’ (Arzu Özzayim), ‘Yaşar Kemal ve Kemal Tahir’in Köylerinde Doğa’
(Burcu Karahan), ‘Fethi Naci ve Edebiyat Eleştirisi’ (Göknur Olguner), ‘Mehmet
Fuat ve Şiir Siyaset İlişkisi’ (Kerem Gün), ‘Veysel Çolak’ın Şiir
Politikası’ (Ali Serdar) ve ‘Füsun Akatlı’nın Roman Eleştirisi’ (Pınar
Aka)…
Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü hocalarını, genç eleştirmenleri ve
‘Edebiyat ve Eleştiri’ dergisini kutluyorum.
|