19.03.2003, Zaman Gazetesi
Bilkent Üniversitesi'nin
Düzenlediği Şair Kadınlar Buluşması Üzerine
Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi, bu yıl 21 Mart Dünya Şiir Günü kutlamalarını, Şair kadınlara ayırdı. Geçen yıllarda 21 Mart'ı değişik etkinliklerle kutlayan Merkez'in 'Dünya Şiir Günü'nü, Şair kadınlara ayırmasının son derece anlamlı olduğunu düşünüyorum. Son on yıl içinde, hikaye alanında genç kadın hikayecilerin sayısının bir hayli artmasına karşılık, şair sayısında o kertede göze çarpar bir artış olmadığı gerçi, ama şair kadınlarımızın niceliğinden çok, ortaya koydukları yapıtların niteliği öne çıktı…
Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyati Merkezi'nin düzenlediği bu etkinlik, 'Dünya şiir Gününde Şair Kadınlar Buluşması' adını taşıyor. Bu buluşma Gülseli İnal, Şennur Sezer, Melisa Gürpınar, Didem Madak, Bejan Matur ve Asuman Kafaoğlu Büke'nin katılacakları bir panelle başlıyor. Elbette, panelistler, yapacakları konuşmalardan sonra şiirlerini de okuyacaklar. Paneli, şair kadınların (aralarında Bilkent'li şairler, Refika Altıkulaç, Türkan Yeşilyurt ve Nilay Özer de var) katılacakları bir şiir okuma gecesi izleyecek.
Aslına bakılırsa, şair kadınlarımızın XV. Yüzyılda yaşayan Zeynep Hatun ve Mihri Hatun'la başlayan ve elbette Fıtnat Hanım'la, Nigar Hanım'la devam eden, oldukça eski bir tarihi var. Remzi Özmen'in bundan, (yanılmıyorsam) on yıl kadar önce Sedat Simavi Edebiyat Odülü'ne aday olduğu için bir kopyası bende bulunan (ve yine yanılmıyorsam), bugüne kadar yayımlanmamış olan 'Kadın ve Şair,' adlı o çok değerli çalışması hariç tutulursa, Murat Uraz'ın 1941 yılında Tefeyyüz Kitabevi'nce yayımlanan 'Kadın Şair ve Muharrirlerimiz' başlığını taşıyan kitabı, bugüne kadar bu alanda yapılmış en kapsamlı çalışma olma özelliğini koruyor. Gene de, 'Osmanlı'dan Günümüze Kadın Yazar ve Şairleri konu edinen 'Ne Yazıyor Bu Kadınlar?' adlı incelemesi (İlke Yayınları- 1995) ile Mehmet Aydın'ı da unutmamak gerek.
Murat Uraz, şair kadınların, özellikle klasik Divan Şiiri alanında ürün verdiklerini, 'Feride ve Saniye istisna edilecek olursa, hiçbiri[nin] halk edebiyatını da sevme[diğini], ayrıca halk edası ve halk edebiyatı nazım şekilleriyle şiir söyleyen kadın şairlere tesadüf edil[mediğini]'bildiriyor; Seyit Kemal Karaalioğlu '[h]alk şiirimizde dahi o zamana kadar hiçbir kadın şairimizin görünmeyişi'nden, Remzi Özmen de,'halk şiirimizde önemli bir kadın şaire rastlanmaması[nın] doğal' oluşundan söz ediyor. Acaba neden? Niçin halk edebiyatımız şair kadınlardan yoksun? Edebiyat sosyolojisi açısından önemli bir soru. Kadının ne anaerkillik ne de anasoyluluk bağlamında başat (dominant) bir konumda bulunmamasından dolayı mı? Yoksa bir üretim aracı olmasından mı? Nazım'ın deyişiyle, kırsal kesimde, sofradaki yerlerinin 'öküzden sonra' gelmesinden mi? Gene de, Remzi Özmen 'halk arasında, doğaçlama güzel söz söyleyen, maniler düzen kadınların hep var' olduğuna dikkat çekiyor.
Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi yöneticisi Prof. Talat Halman ve bu etkinliğin koordinatörü Prof. Dr. Engin Sezer olmak üzere Merkez çalışanlarını 'Dünya Şiir Gününde Şair Kadınlar Buluşması'nı düzenledikleri için yürekten kutluyorum. Sa'y'leri meşkur olsun.
|